Gerçekten Bir Blog Denemesi

Gerçekten Bir Blog Denemesi
Keyfine Düşkün :)

13 Nisan 2015 Pazartesi

13 Nisan'da 13 Mayısı Beklemek


          Bundan tam bir yıl önce başına geleceklerden habersiz sessiz sakin yaşıyordu memleketim, Soma...

      Madende çalışan serseri vardiyasındakiler son çaylarını içip çıkıyordu evden, çocuklarının eşinin gözünün içine bakarak. Liseye giden oğlu televizyondan başını kaldırmadı babası giderken, ama ne bilsin 1 ay sonra o yüzü bir daha asla göremeyeceğini. Daha 45 yaşında bir anne tek çocuğu daha 19'ndaki yavrusunun arkasından eli kalbinde,  duası dilinde bakıyor sessizce. Bilmiyor belki ama içinde hep bir korku.

     Kiminin ise gözü saatte acaba yemeğin yanına salata yapsam mı diye düşünüyor, eşi seviyor çünkü salatayı. Kimisi daha korkak "çıkıp gelse şu yerin bin kat altından" deyip elinde telefonu sabırsızca bekliyor oğlunu.

           Ama hepsinin ortak bir noktası kimse bilmiyor 1 ay sonra olacakları.

    Şimdi ise 13 Nisan 2015 içim kasvetli, kalbimde şehitlerin ağırlığı... Birebir tanıştığım kimse yok o şehitlerden ama hepsi tanıdık birer sima. Soma küçük çünkü, mutlaka biriyle aynı banka kuyruğunda bekledim, ya da aynı marketten aynı anda alışveriş yaptım, aynı minibüse bindim, aynı manavdan elma aldım hatta bir kaçı ile aynı okula dershaneye gittim...
 
    Düşünüyorum 1 yıl önce bu günü, babası ile ödevini nasıl yaptığını anlatacak arkadaşı kardeşime ya da kardeşi ve babasıyla parka gittiğini.. Ama daha 8 yaşındaki minik kalbi 1 ay sonra hiçbir zaman onarılmayacak şekilde parçalanacak. Şimdi o ve kardeşi için evlerinin içine en mükemmel parkı kuralım. Bundan 10 yıl sonra o küçük kız çocuğu o mükemmel parkı değil babası ile gittiği kırık dökük parkı hatırlayacak.
 
     Evet o insanlara çok yardım edildi, yaraları sarılmaya çalışıldı. Ama o küçük ufak yürekler hep eksik hep yarım artık. O küçük yüreklerin babaları yok artık. Eve kömür karası ile gelen, is kokan, çok parası olmayan ama sadece onun için pazardan 1 tane muz alan, onu sanki her şeyden koruyacakmış gibi sarılan, seven bir babası yok artık.Biz şimdi o küçük yürekleri demirden saraylarda da yaşatsak babasızlık ve güvensizlik rüzgarından koruyamayız.

   Bir yıl önce memleketim sessiz sakin yaşıyordu. Ülkemizde adını bilmeyenlerin olduğu bir şehirdi. Şimdi ise Soma'lıyım deyince herkes sus pus oluyor, ağızlardan sözcükler çıkamıyor, kelimeler anlamsız kalıyor.

    Çok sevdiğim bir söz var " Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir". 301+ insanı öldüren tüm insanlığı mı öldürdü tüm vicdanları bilmem. Tek bildiğim 13 Mayıs 2014 tarihinden önce Soma da yaşayan tüm insanlar o günlerde birer kez öldü zaten. Bizler, şu an yaşamaya devam edenler 2. ölümümüzü bekliyoruz sadece.
   
      Allah böyle bir acıyı yaşatmasın hiç kimseye inşallah. Böyle bir acı, insanı 13 nisanda eli kalbinde, diken üstünde 13 mayısı bekletiyor.

       Hatam var ise affola. Bu yazı sadece beynimden geçenlerin dilime ve elime dökülmesi şeklindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder